Skip to main content

Mediha Ayşen Yüksel, Founder of Kodlama Atölyesi

"My name is Mediha. When I was studying Computer Science at university, I developed a passion to teach children coding. During my intership at Imperial College London I met many computer engineers, and they were way better than me. These people had families who had probably paved the way to coding at a very young age.
Before starting university I leant JavaScript online thanks to my English. There were afew courses in Turkish too, but they weren't very good quality. All these things had lit up a bulb in my mind.
I became a voluntery instructor in an education center. When I realized that I had a good connection with the kids there, I decided to teach them coding. I didn't know how or where to begin. The computers in our center weren’t really good. I applied to a business incubator and they told me that I had to find a partner. So, thats how me and my friend Ecenur started this.

I did all the coding and launched KodlamaAtolyesi.com. We started teaching curious kids Scratch in our classroom. While doing this we got to know the children better. We saw how amazing they are, and their potential. All of them are super special and have different abilities. We also realized they became less engaged and less attentive as they got older. Especially the ones who were used to violent and speedy games, they were the ones who got bored and got distracted the quickest.

In the near future we want to open more workshops in different places. We want to teach coding to older kids up to age 18, so they can have a better background in coding for University. This would help them to start working on cool projects in the first year, that does wonders for self-confidence. I want to help them become Jack Dorseys.
I recommend female entrepreneurs to consult everything with friends and families. My instructors in Kodlama Atolyesi are mostly my friends. My mentors are my sisters. I was supported by my family in every stage of my career, since the start. We all need a good environment to survive. I saw an article once, saying that entrepreneurs are lonely people. This doesn’t have to be true. You don't have to walk alone. You just have to learn to be independent and stay on your own feet in every circumstances."

Mediha Ayşen Yüksel, Founder of Kodlama Atölyesi.




"Ben Mediha Ayşen Yüksel, İstanbul Şehir Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği 3. sınıf öğrencisi iken çocuklara yönelik kodlama eğitimleri vermek istedim. Bunun birkaç sebebi vardı. Birincisi stajımı Imperial Collage London’da yaptığım sırada benimle yaşıt ama benden çok çok iyi mühendis adayı gençleri görmemdi. Bu gençlerin ilgileri olduğu için aileleri tarafından küçük yaşta teknolojiye yönlendirildiklerini ve yazılımla hep haşır neşir olduklarını öğrendim. Bunun yanında o yıllarda Mark Zuckerberg, Bill Gates ve Jack Dorsey’in reklamını yaptığı code.org faaliyete geçti. Bilgisayar programlamanın herkes tarafından anlaşılabilir ve erişebilir olması amaçlanmıştı. Barack Obama’nın da bu konuda bir demeci vardı hatırlarsanız, çocuklara kodlama öğretmenin önemini anlatıyordu. Gençlerin teknoloji üretimine katılmasını, bir video oyunu indirmektense onu yapmalarını teşvik ediyordu. Bilgisayarların geleceği şekillendireceğini hepimiz biliyorduk. Ancak bu teknolojileri üretmek için üniversite gerçekten çok geçti.

Üniversite 1. Sınıftayken hocamız Çetin Kaya Koç “sınıfta 14 yaşında kimse var mı?” diye sormuştu. Amerika’da 14 yaşında üniversiteye başlayan çocukların olduğunu söylemişti. Tabii muhtemelen bu çocuklar özel çocuklardır. Ancak bilgisayar mühendisliğinde okurken lisede de pek çok şeyi öğrenilebileceğini fark etmiştim.

Bilgisayar mühendisliği benim tek tercihimdi. Üniversiteye başlamadan önceki yaz codeacademy.com’dan Javascript öğrenmiştim fakat İngilizcem sayesinde bunu yapabilmiştim. Türkçe kaynak olsa bile azdı ve güzel eğitim bulamamıştım. Tüm bunlar bende bir düşünceyi doğurdu: çocuk ve gençlerin bilgisayar programlamaya daha erken yaşta başlayabilecekleri fikri.

Çetin Hocam üniversitede mühendis olmayan öğrencilere Scratch öğretmeye başlamıştı. Scratch bunun için biçilmiş kaftandı. İlk kez programlama öğrenecekler için hem eğlenceli hem kolaydı. Tüm bunlar beynimde dönmeye başlamıştı. 4. Sınıfa geldiğimde arkadaşım Ecenur’a bir film tavsiye ettim: “Short Term 12.” Ecenur filmi izledikten sonra bana Üsküdar Çocuk Eğitim Merkezi’nde gönüllü eğitmenlik teklif etti ve mentörlüğe bu şekilde başlamış oldum.

Daha önce çocuklarla çalışmamıştım. Çocuklarla iyi anlaşabildiğimi gördüğümde mutlu oldum. Ecenur’a çocuklara kodlama öğretmek istediğimi söyledim. O da buna sıcak baktı. Ancak nerede ve ne şekilde yapabileceğimi bilmiyordum. Merkezdeki bilgisayarlar uygun değildi, internet yoktu. Arkadaşım Ayşenur’la istişare ettim ve bana üniversitedeki kuluçka merkezinin yardımcı olabileceğini söyledi. Daha önce kuluçka merkezindeki bir şirkette staj yapmıştım. Girişimcileri desteklediklerini biliyordum. Bana bir partner bulmamı söylediler. Ecenur’la birlikte başlamaya karar verdik. Kendimize bir websitesi kurdum, kodlamaatolyesi.com. Arkadaşlarımdan da yardım aldım. Websitesini Django ile yapmıştım. İlk kez yayınlanan bir yazılıma sahiptim. Bu beni daha da motive etmişti.

İlk olarak amacımız çocuklara ücretsiz Scratch ve code.org eğitimi vermek oldu. Çevredeki bazı okullarla iletişime geçtik ve bize meraklı çocukları göndermelerini rica ettik. İlk grubumuzu 2015 yılında aldık ve yaklaşık 10 hafta eğitim verdik. Çocukların Scratch’le olan ilişkisini gözlemledik. Kimi sevdi, kimi sevmedi. Kimi yaptı, kimi yapamadı. Scratch’te oyun yapmanın her çocuğun ilgi alanı olmayacağını öğrenmiş olduk. Kuluçka merkezindeki mentörlerimiz projemizi kısmi ticari girişime çevirmemizi, bu sayede gerçekten ilgili olan çocukların geleceğini söyledi. Biz de bu şekilde ücretli ve ücretsiz öğrenciler almaya başladık. Amacımız her çocuğa ulaşmak değil, teknolojiyle ilgili çocuklara ulaşmaktı. Aileler çocuklarının ilgisini fark edip bize ulaşıyorlardı. Scratch eğitimlerimiz bu şekilde başlamış oldu.

Çocukları tanıdıkça onların ne kadar farklı olduklarını keşfettik. Hepsi kendine özeldi, farklı sosyo-ekonomik sınıftlardan geliyorlardı, farklı seviyede bilişsel becerileri vardı. Küçük çocuklar bazen büyük çocuklardan daha hızlı anlayabiliyordu. Akıcı okuma yazma bilen tüm çocukları almaya başladık. Bazen üstün yetenekli 6 yaş çocuklar da katılıyordu ama genel olarak ilkokul 1. sınıfı bitirenler katılmaya başladı. Bu yaşların en güzel özelliği Scratch’te yaptıklarının onları çok heyecanlandırmasıydı. 
Yaş ilerledikçe çocukların maruz kaldıkları tüketim yüzünden doyuma zor ulaştıklarını gördük. Video oyunlardaki şiddet, hız ve akıcılığa alışmış bünyelere yaptığımız oyunları sıkıcı geldi. Ancak biz işin görsel kısmıyla değil kod kısmındaki mantığı anlayıp anlamadıklarıyla ilgileniyoruz. Yaşı büyük olanların bazıları anlıyor bazıları anlamıyor. Bu çok normal. Ancak her video oyun sevdalısı teknoloji kurdu olmuyormuş. Bunu da görmüş olduk.  
Okulumuz bize destek olduğu için neredeyse hiç zorluk yaşamadık diyebilirim. Ancak atölyeyi başka bir yerde kurmak isteseydim elbette büyük zorluklar yaşardım. Biz çocuklara kış dönemi haftada bir gün ders veriyoruz. Bunun için bize bir mekan gerekiyor. Herhangi bir ev olmaz. Bir bina kiralamak için yeterli sermayemiz de yok. Okullarla anlaşma durumunda olmak isteriz ancak okullar kendi hocalarına dersler verdirmek istiyor. Bu yüzden Şehir üniversitesi bizim için büyük şans oldu. Tekrar üniversitemin açık görüşlülüğü için teşekkür etme ihtiyacı duyuyorum.
Bazen kendinize neden başladığınızı ve misyonunuzu hatırlatmanız gerekiyor. Ancak karnınızı da doyurmanız, emeklerinizin karşılığını almanız gerek. Bu ikilemi dengeleyebilmek önemli. Sonuçta kısmi ticari bir girişimiz. Kapitalist düşüncelerimiz yok ama hayır kurumu da değiliz. Bunun için iyi niyetimizin suistimal edildiği çok oldu. 

Şu an Mimar Sinan Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü’nde yüksek lisans yapıyorum. Çocuklarda kodlama eğitimi üzerine bir tez konum var. Kendimi bu alanda yetiştirmek ve çocukların kodlamaya ulaşmaları için farklı yerlerde “Kodlama Atölyesi” kurmak istiyorum. İşin hala öğrenme kısmındayım. Yaş aralığını da arttırmak gerekiyor. Öğrencilerimiz büyüyorlar, durduramıyoruz! 18 yaşa kadar sınıflar açmak istiyoruz. Şu an Scratch, Arduino, Python, Pygame, Unity öğretiyoruz (çocuklar oyun seviyor!) Çocuklarımızın üniversiteye gittiklerinde belli bir donanıma sahip olmaları, ilk seneden itibaren proje geliştirebilmeleri, kendilerine güvenmeleri ve bir Jack Dorsey olmaları için çalışmak istiyoruz. Tübitak’ın proje yarışmalarına Python ile proje hazırlayıp katılan 7. Sınıf öğrencilerimizi görüyoruz. Bu durum gözlerimizi yaşartıyor.

Kendi işini kurmak isteyen kadınlara çevreleri ile istişare etmelerini ve arkadaşlarından destek almalarını öneririm. Eğitmenlerimiz genelde arkadaşlarımızdan oluşuyor, müfredatı arkadaşlarımla geliştirdim, ablalarım akıl hocam oldu, ailem her durumda beni destekledi. Her şekilde hayatta kalmak için çevreye ihtiyacımız var. 
Girişimcilerin yalnız insanlar olduğunu okuyup üzülmüştüm. Ben kendimi yalnız hissetmiyorum. Siz de kendinizi yalnızlaştırmayın, girişimlerinizde arkadaşlarınızla birlikte yol alın. Ancak kimseye de bağlı kalmamanız lazım. Kendi ayaklarınızın üzerinde durabilmelisiniz. Ecenur yüksek lisansa başladığı için iki sene sonra ayrılma durumunda kaldı ama hala eleştirel düşünme ve felsefe atölyesinde eğitmenlik yapıyor. Ablalarımın geniş çevresi sayesinde çocuklara ulaşabiliyorum ama onlar olmadan da çocuklara ulaşmayı öğrendim. Çevre iş hayatında bana göre çok önemli bir faktör ve eğitim alanında yapılan işlerde tavsiyenin gücüne inanıyorum. Fakat eğitim dışındaki sektörlerdeki durumu çok iyi bilmediğimden topu başkasına atıyorum."

Mediha Ayşen Yüksel, Kodlama Atölyesi'nin kurucusu.

Comments

Popular posts from this blog

Suna Tufan, Founder of Sahhane Restaurants

“I was born in Konya, Turkey in 1976. I studied Business and Theology at university. After graduation, I worked in different companies, both Turkish and international. When I had my children I stopped working and I devoted myself to raising them. In 2007, I started my first business, Şahhane Restaurant in Ankara. One of the biggest motives behind starting the restaurant is the fact that I wanted a non-alcoholic place for conservative people where they could have a good time with their family accompanied with live music. I personally thought there was a need for such a place, after a while we had to change our concept since the demand was low. Now we're serving in a hall where people hold ceremonies like weddings and graduations. After becoming successful, we opened another branch again in Ankara. In addition to my restaurants, I'm also managing a gas station which was left to me from my dad. I wasn't wearing the hijab before 2007, that’s the same year I turned back t

Sümeyra Teymur, Founder of QRAS

“My name is Sümeyra Teymur. I graduated from Ankara University with a degree in Theology. I then did my masters at Marmara University and my PhD at İstanbul University. When I finished with school, I continued working in the digital publishing sector, where I was working at, part-time, as a student. I worked in different positions on Haberler.com. Now, I'm the CEO. I also started a textile brand called QRAS. We produce dresses for women who love social life and take an active role in it. We're selling in both domestic and international markets. Ever since I can remember, I’ve always had something to do, I keep myself busy. I love working and constantly improving myself. I’ve attended various seminars and conferences in different countries. The reason I tell you this, is because my entrepreneurship journey began while I was doing all these things. Learning, seeing, and improving myself. I’ve been working in the digital publishing sector for 12 years now. You have to know a

Rümeysa Memiş, Founder of Rehrev

"My name is Rümeysa. I majored in Industrial Design and I’m now doing my Masters in History of Art. I was an exchange student in South Korea and this opportunity, strangely enough, got me interested in Turkish arts and crafts. I started to think about designs based around the Turkish culture. I felt as though there was an absence of cultural topics in my design education, this was what led me to design stuff at home. I fell in love with Turkish embroidery and saw the richness of our culture. That’s how I created Rehrev. I took an embroidery course over a year. I did as much research as I could to come up with different designs. I then applied to an institution for entrepreneurs, and presented my business idea, fortunately I got accepted. After that I started to produce my hand bands. My studio is still new and I've a lot more to learn. Since I work alone, I'm having a hard time taking care of every aspect of my business. I believe in my initiative and know that every